BAL ÜRETİMİNDE ‘KORONA’ HAMLESİ

 Bitlis Arı Yetiştiricileri Birliği Başkanı Medeni Avcil, Çin’de başlayan korona virüs nedeniyle Türkiye’nin bal üretiminde bu yıl daha üst sıralara çıkmasını beklediklerini söyledi.
Bitlis ve bölge arıcıları, yaklaşık 6-7 aydır il dışında kışlamak amacıyla bulundukları bölgelerden geri dönüş yapmaya başladı. Konuyla ilgili açıklamalarda bulunan Arı Yetiştiricileri Birliği Başkanı Medeni Avcil, Çin’de başlayan ve tüm dünyayı etkisi altına alan korona virüs nedeniyle bal üretiminde Çin’in oldukça kötü etkileneceğini söyledi. Çin’de korona virüs çıktığında oradaki arıcıların arıların yanına gidemediğini ifade eden Avcil, “Fakat biz böyle bir sıkıntı yaşamadık. Bilindiği üzere dünyanın en fazla arı ve koloni sayısına sahip ülkesi Çin. Çin’den sonra ikinci sırada olan ise Türkiye’dir. Çin’deki arıcıların karşılaştığı zorluklar sebebi ile belki de Türkiye üretim alanında daha önemli bir hamle yapabilir. Belki de dünyada daha üst seviyelere gelebilir” dedi.
Avcil, arıcıların kendi yayla ve meralarına da dönüşleri hakkında bilgiler vererek, ilgililerden bu konuda da yardım beklediklerini söyledi. Avcil, “Yaklaşık 6-7 aydır il dışında kışlamak amacıyla bulunduğumuz bölgelerden Bitlis’e geri dönüş yaptık. İlimizin ve bölgemizin arıcıları sonbahar aylarında Akdeniz’in ılıman iklimin olduğu illerde kışlıyor. Bu mayıs ayının başında da yaylalara geri dönmeye başladılar. Arıcılarımız şimdi bir ara soğuk olduğundan konaklama bölgesinde konaklayarak bir miktar arı popülasyonunu geliştirerek arıları bal yapacak kapasiteye getirdikten sonra yaylalara çıkacaklar. Arıcılarımızın bu korona virüsten yaşadığı bazı sıkıntılar oldu. Ama şükürler olsun arıcılarımızın üretim yapmasına çok fazla mani çıkmadı. Bütün arıcı arkadaşlarımız yaşları 65 üstü dahi olsa, arılarını istedikleri bölgelere götürebildiler. Umarız bundan sonrada üretim alanında bu kolaylıklar tekrar arıcılarımıza sağlanır. Bütün temennimiz, arıcılarımızın bu yıl iyi bir mevsim geçirmeleri, bal rekoltesinin daha yüksek olmasını sağlayabilirler. Bilindiği üzere Bitlis, bölgemizin arıcılık bakımından en önemli bölgelerinden biridir. Şu anda bulunduğumuz ve birliğimize ait tesisler eskiden Arıcılık Araştırma ve Üretme İstasyonuydu. Bitlis’ten bütün bölgeye bu tesisten teknik ve modern arıcılık yayılmıştır. Bitlis bu konuda öncü bir rol oynamıştır. Modern arıcılık yapan arkadaşlarımızın çoğu Bitlis ilindeki bu istasyonun çabaları sayesinde mesleği öğrenmişlerdir. Arı sayısı ve işletme sayısı her geçen gün büyümektedir” diye konuştu.
Balın rekoltesinin ve miktarının daha çok hava şartlarına bağlı olduğunu belirten Avcil, “Ortalama olarak Bitlis’te bin 500 ile 2 bin ton civarında bal üretimi yapılmaktadır. Kimi zaman bu rakamların üstüne çıkabiliyoruz. Yani iklimsel şartların uygun olduğu yıllarda iki katı daha fazla bal üretme potansiyelimiz var. Biz aslında yayla ve mera potansiyelimizin tamamından faydalanamıyoruz. Bizim yetkililerden arzumuz, arıcılarımızın ve işletmelerimizin bu yayla ve mera potansiyelini modern arıcılığın tekniklerine göre elimizdeki arı potansiyelinin ihtiyacına cevap verebilecek şekilde bu yayla ve meraların açılmasını sağlamalarıdır. Bitlis’te çeşitli lokasyonlar var. Bitlis’teki toprağın mineral yapısı üzerinde bulunan bitkisel kaynaklar birçok bölgeden daha farklıdır. Örneğin Bitlis’te bile herhangi bir lokasyonda üretilen bal, mevcut bitkisel kaynaklar aynı lokasyonda olmasına rağmen bu ballar aroma ve lezzet bakımından birbirinden farklı olabiliyor. Bitlis’te kekik ve geven bitkisi yoğunluklu olarak var. Bitlis’teki balın bitkisel kaynak olarak elde edildiği bitki türleri genelde bunlardır. Doğal floradan elde ediliyor, bunlarında başında da kekik ve geven geliyor. Ancak öyle olsa bile kekik ve gevenin yoğun olduğu bazı bölgelerde topraktaki mineral yapı sebebiyle bu bala, ete ve süte de yansıyor. Bu tamamen topraktaki mineral yapıyla alakalıdır” dedi.

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.